6 Eylül 2011 Salı

The Wicker Man

Lanetli Ada o yıllarda genel olarak korku filmlerinde görebileceğimiz paranoya duygusunu arkasını alan filmlerden.Şimdilerde bol görsel efektle sağlanmaya çalışılan korku duygusu, o zamanlarda güvensizlik ve tedirginlik verilerek sağlanıyormuş.Lanetli Ada'da bu klasmanda. Kahramanımız İngiltere'ye bağlı bir adaya kayıp olduğu bildirilen bir kızı bulmaya gider.Ancak zaman geçtikçe adadakilerde garip davranışlara ve hiç görmediği dinsel ritüellere şahit olur.

Yine o yıllarda yapılan Amerikan korku filmlerinde dinsel ögelerin sıklıkça kullanılması bu filmdede mevcut.1 Mayıs şenliklerinin bir başka versiyonunu bu filmde görebilirsiniz.Bakire kızların çıplak vaziyette ateşin üzerinden atlamaları bunlardan biri.Bunlara benzer daha pekçok farklı davranışları da görmek mümkün.

Filmin açılış bölümünü çok beğendim.Okyanusta ilerlerken görünen manzara ve çalan müthiş müzikle insana çok büyük bir güven veren film,ilerledikçe yerini güvensizliğe ve çaresizliğe bırakması çok iyi ayarlanmış.Başarısıda bunda yatıyor zaten.Ancak filmin final sahnesinde çok büyük mantık hataları var.Bu kadar şeyin kusursuz hazırlanmasını hangi izleyiciye inandırmaya çalışmış yönetmen belli değil.Yani adamın seçimlerini,ne yapacağını nereden bilebilirlerdiki,buraları hiçbir mantık dahilinde açıklamamışlar.Bu yüzden kesinlikle finalini daha tutarlı beklerdim.Ve o son sahnede o kadar din propagandası yapmaya da gerek yoktu bence.Tarz olarak Rosemary'nin Bebeği gibi bir film.O filmi izleyenler ne demek istediğimi anlayacaklardır.Kan görmek isteyen korkuseverler başka filmlere yönelmeli.

                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...