29 Ağustos 2011 Pazartesi

The Last Emperor

88 yılında 9 oscar ödülü kazanan Mançuryalı son impratorun Pu Yi'nin hüzünlü hayatını anlatan Bertollucci'nin en düz ama en görkemli filmi denebilir Son İmparator için.Çocuk yaşta daha konuşmayı bile beceremezken tahta geçmek zorunda kalan Pu Yi önce annesinden koparılır,sonrada hayattan izole edilir.Mutsuz ve daha birşeyden haberi olmayan çocukluk döneminin ardından,gücün farkında olduğu gençlik dönemi ve daha sonrada gücün elinden alındığı orta yaş dönemiyle dramatik bir yaşamı var oalcaktır.

Filmin en başında ana kraliçenin aniden ölmesiyle zaten onun hükümdarlığında ülkenin iyiye gitmeyeceği belli oluyordu ve böylede oldu.Yaşının küçük olması sebebiyle kendi karar veremediği için hep etrafındakiler onun yerine karar veriyodu ve bu şekilde çıkarcılar, imparatorluğu içten yavaş yavaş sömürüyordu.Büyüyüp aklı başına geldiğinde ve bu gerçekleri öğrendiğinde artık çok geçti.Çin'de devrim olmuştu ve yasak şehirde yer alanlar haliyle devrime karşı gelen insan pozisyonundalardı.Daha sonra gücün esiri olup kendi ülkesini kurtarıp,hükümdarlığı tekrar getirmek için Japonlar'la birlikte hareket etmek istesede istediğini bulamayacaktır.

Çin'in imparatorluktan cumhuriyete geçişini,Japonya-Çin Savaşı'nı ve bir dönemin kapalı kapılar arkasındaki gerçeklerini göstermesi adına çok önemli bir film.Özellikle yasak şehirde çalışanların hadım edildiğini öğrendiğimde oldukça şaşırdığımı belirteyim.Ayrıca yasak şehirde çekilen ilk batılı film olmasıda filmin diğer bir önemli anektodu.Bütün bunların dışında filmin uzun süresi hemen hemen bütün önemli karakterlerin derinine inilmesine olanak sağladığı için dram olarak beklenileni veriliyor.Ayrıca impratorluk yılları ve yapılan devrimden sonraki yılları gösterek iki ayrı bölüm üzerinden ilerleyen kurgu, ilgiyi ayakta tutmayı başarmış.Yönetmenin bu kadar figüran oyuncuyu bir arada kullanması büyük başarı.Gandhi filminden sonra sanırım ilk defa bu kadar figüranın bir arada muntazam bir şekilde yönetildiği film izledim.Kostüm,görüntü yönetmenliği,sanat yönetmenliği dallarında filmin çok net,gözle görülebilir başarısı mevcut.Zaten bunun neticesinde zayıf filmlerin yarıştığı 88 yılında 9 oscar kazanmasına şaşırmamak gerekiyor.

                                     

2 yorum:

  1. Oryantal üçlemesinin güzel filmlerinden biri ,)

    YanıtlaSil
  2. Oryantal üçlemesi adını hiç duymamıştım.Sağol belirttiğin için,biraz araştırayım:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...